1 Şubat 2010 Pazartesi

Formula 1 Lewis Hamilton

En genç Dünya Şampiyonu: Hamilton
Henüz 23 yaşında ve F1’de ikinci sezonunu yaşıyor. 2008 yılında şampiyon oldu, bunu gelecek başarıların başlangıcı olarak görebiliriz

İngiltere’nin ve McLaren’in gözdesi genç pilot, 2008’de şeytanın bacağını kırıp şampiyon oldu ve dünyanın en genç şampiyonu unvanını ele geçirdi. Üstelik Hamilton bu sonuca Formula 1’deki sadece ikinci sezonunda ulaştı.

Evet geçen sene bazı hataları, eleştirildiği noktaları ve agresif hareketleri olmuştu ancak şunu da unutmamak gerek ki bir çok rakibi henüz yeni yeni F1’e gelip burada otomobil kullandığına inanamazken, o sezonun ilk dokuz yarışında podyumdan inmeyip, şampiyona liderliğini elinde bulunduruyordu. Bu durumu daha da etkiliyici olan kısmı, takım arkadaşının iki kez dünya şampiyonu olmuş ve herkes tarafından gridin en hızlı ismi olarak lanse edilen Fernando Alonso olmasıydı.

Hamilton o kadar hızlı ve yetenekliydi ki, Alonso otomobilinden şikayet edip mızmızlanırken o, sanki doğduğundan beri F1 otomobili kullanıyormuşçasına rahat ve kusursuz görünüyordu. Sezon sonunda şansızlığı ve hataları nedeniyle şampiyonluktan olurken, Alonso’nun McLaren’dan uzaklaştırılmasının baş karakterlerinden biri olarak görünüyordu. Ayrıca aynı puanı paylaşsalar da Hamilton ikincilik fazlasıyla sezonu Alonso’nun da önünde ikinci olarak noktalıyordu.

2008 sezonuna daha ‘sıradan’ bir başlangıç yapan İngiliz, beş yarış sonunda sadece 2 galibiyet ve 2 podyuma ulaştı. Kanada ve Fransa’dan puansız ayrılan Hamilton, herkes ‘artık şampiyonluktan uzaklaştı’ derken İngiltere ve Almanya’da podyumun en üst basamağına çıktı, lider Massa ile olan 10 puanlık farkı kapatıp tekrar liderliği ele geçirdi. Belçika’da Raikkonen’e yaptığı atak sonrası, kişisel fikrime göre pek de adil olmayan bir şekilde galibiyeti elinden alındı, ardındansa yine Raikkonen’i pist dışına sürüklediği gerekçesiyle yarış esnasında cezalandırıldı ve pol pozisyonundan kalktığı Japonya’yı da puansız kapadı. Ancak o bunlara alışmıştı ve çok yadırgamadı, çünkü Formula 1’in bu yüzünü geçen sene de görmüştü. Kendisinin en hızlı olduğunu biliyor, sadece buna güveniyordu. Gününde ve iyi konsantre olmuş bir Hamilton’ı Alonso bile geçememişti, o geçemezse kimse bunu yapamazdı.

Ayrıca 2008 sezonunun onun için bir önemi daha vardı: Hamilton’ın kariyerine baktığımızda yarıştığı tüm serilerin en geç ikinci sezonunda (Avrupa Formula A Şampiyonası, Formula Renault İngiltere, Formula 3 Euroseries ve GP2’de) şampiyon olduğunu görüyoruz. Yani istatistiki verilere bakacak olursak Hamilton’ın bu yıl F1’de şampiyon olması gerekiyordu ve oldu da.

Schumacher’in resmi internet sitesinde Hamilton’ın tebrik edişini okurken aklıma hemen Alman pilotun rekorları geldi ve dediklerini düşününce ne anlama geldiğini daha iyi anladım: “Rekorlar kırılmak için vardır, er ya da geç birisi benim rekorlarımı kıracak...” Bunun için en uygun isim şimdilik Lewis Hamilton olarak görünüyor.

Genç İngiliz’in kariyerine bir göz atalım: Lewis Hamilton, Formula 1’de geçirdiği iki sezon sonunda 9 galibiyete imza (Massa 11 yarış kazandı) atarken, 13 pol pozisyonu ve 3 en hızlı tur zamanı elde etti. Bunlar belki bir pilotun tüm F1 kariyerini ele aldığınızda pek etkileyici gibi durmasa da bunların henüz başlangıç olduğunu unutmamak gerek.

Formula 1’in istatistiksel olarak en başarılı pilotu şeklinde gösterilen Michael Schumacher, kariyerinin ikinci tam sezonu sonunda (1993) sadece 2 yarış kazanmıştı. Gerisiniyse biliyorsunuz: 250 GP startı, 91 galibiyet, 68 pol pozisyonu ve 7 Dünya Şampiyonluğu.

Schumacher’in, ilk iki sezon sonunda yarış kazanma yüzdesi 6.25 olarak görünürken, Hamilton da bu değer iki sezon sonunda 25.7, ancak Alman pilot tüm kariyeri göz önüne alındığında yüzde 38.4 ile önde. Eğer Hamilton kariyerinin tamamını düşündüğü gibi McLaren’da geçirebilirse bu, tarihin en başarılı takım- pilot kombinasyonlarından birini oluşturabilir.

Saf hız anlamında Hamilton’ı gridin en hızlı ismi olarak nitelendirebiliriz. Ancak kritik noktalarda yaptığı hatalardan arınması ve Formula 1’in yarışma mantığına uygun (daha sakin ataklar ve gerektiği zaman sadece puan için otomobil kullanmak gibi) davranışlar sergilemesi bu yüzdeyi daha da artıracaktır. Lewis geride kaldığı yarışlarda oldukça sabırsız, aceleci ve hemen sonuca ulaşmak isteyen bir görüntü çiziyor. Ancak bunun önüne geçip bir an önce ‘puan toplama’ mantığını kavramalı. Yarış galibiyetleri kadar alınan puanların da ne kadar önemli olduğunu bu sezon bir kez daha gördük.

Artık Hamilton şampiyon olabildiğini kendine ve tüm dünyaya kanıtladığına göre artık sürüşündeki pürüzleri ortadan kaldırmaya, daha olgun, agresif olduğu kadar sonuca etki eden bir sürüş tarzı benimsemeye odaklanabilir. Bu şekildeki bir gelişmeyle kesinlikle yenilmez olacak ve tüm rekorları kıracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder