1 Şubat 2010 Pazartesi

F1 Çin GP 2009

Red Bull siftah yaptı
Çin’de Red Bull takımı Vettel ile ilk galibiyetine ulaşırken, Webber’in 2. sırayı alması başarıyı daha da anlamlı kıldı

Sezonun başlamasıyla birlikte Brawn GP otomobillerinin inanılmaz hızı ve geçtiğimiz Çarşamba gününe kadar uzayan ‘difüzör’ kavgası, ilginin hep bu iki konu üzerine odaklanmasına neden oldu. Fakat Avustralya’da son turlarda Kubica ile yaşadığı kaza ve kaybettiği ikincilik Vettel ile Red Bull’un ne kadar hızlı olduğunu kanıtlıyordu.

Sıralamalarda bu ikilinin sırasıyla pol pozisyonu ve üçüncülük elde etmesi bir çok otorite tarafından benzin yüküne bağlanıyordu. Aslında bu doğru bir düşünceydi çünkü yarış öncesi yapılan açıklamalarda Brawn GP’lerin, Red Bull’lara göre 3- 4 tur fazla yakıt taşıdıklarını gördük. Aynı şey Renault pilotu Alonso için de geçerliydi, İspanyol pilot gridin en hafif otomobiliyle start alacaktı. Bu büyük ihtimalle Renault’nun geçen yarışta ağır otomobille oldukça kötü performans sergilemesi üzerine düşünülmüş bir stratejiydi.

Tüm takımlar ve pilotlar stratejilerini kuru zemine göre yapmış, yağmur ihtimali pek göz önünde bulundurmuyordu. Red Bull’lar ve Alonso, kuru zeminde ufalanma sorunlarıyla pek de rağbet görmeyen yumuşak lastiklerle başlayıp, hafif benzin yüküyle birlikte kısa bir ilk seans çıkartmayı planlıyorlardı. Brawn GP pilotlarıysa daha uzun ilk bölümü avantaja çevirip stratejiyle rakiplerini alt etme düşüncesindeydiler.

Ancak yarıştan 2 saat önce başlayan yağmur, tüm bu hesapları alt üst etti ve az benzin yükü bir anda avantaja dönüştü. Bunun nedeni zaten ıslak zeminde yol tutmakta zorlanan otomobillerin ağır yükle kayma eğilimleri göstermesiydi.

Güvenlik aracı liderliğinde başlayan yarış, 4 tur sonra aracın çekilmesiyle gerçek heyecanına döndü. Vettel hafif otomobili ve görüş avantajıyla daha ilk turlarda arayı açmaya başladı. Alonso henüz yedinci turda pite girdiğinde fazla hafif, adeta boş bir otomobille başladığını anlamış oldu. İspanyol’un tüm stratejisi güvenlik aracı nedeniyle suya düştü. Bu esnada takım arkadaşının temposuna başarılı bir şekilde ayak uyduran Webber ikinci, şampiyona lideri Button ise üçüncü sıradaydı.
Geçen yılın şampiyonu Hamilton, McLaren’in bu yılki en iyi sıralama performansıyla dokuzuncu sıradan start alıp iyi bir çıkış yakalamış ve altıncı sıraya yükselmişti. Üstelik önündeki Ferrari’nin ‘acınası’ performansı İngiliz’i, spekteküler ataklar yapmaya itti. Raikkonen’i hiç zorlanmadan geride bırakan Hamilton bir tur sonra yaptığı hata nedeniyle tekrar geçilse de bundan iki tur sonra dışarıdan, yol tutuş olmayan bölgeden yaptığı atakla kırmızı otomobili pistten sildi.

Ön tarafta adeta bir strateji savaşına dönen pitstop taktikleri, Webber’in 14, Vettel’inse 15. turlarda pite yönelmeleriyle çözülmeye başladı. Brawn GP otomobilleri liderliği ele geçirmişti ama beklendiği gibi hızlı değillerdi. Üstelik Kubica’nın Trulli’ye şiddetli bir şekilde çarpması sonucunda 19 turda güvenlik aracının piste girmesi Brawn GP takımının tüm avantajını sıfıra indirdi. Barrichello ilk 19 turda otomobilinde sadece üç fren diskinin çalışması nedeniyle istediği hıza ulaşamadı. İlk pitstopta bu sorun çözüldüyse de artık iş işten geçimişti.
Ross Brawn, güvenlik aracını görür görmez Button’ı pite çağırarak strateji olarak çok yerinde bir hamle yaptı, ardından hemen Barrichello’yu da pite aldı ancak Brezilya’lı bu işten takım arkadaşı kadar karlı çıkmadı.

İlk pitstoplar sonunda Red Bull pilotları ilk iki sırayı ele geçirmişken, Button üçüncü, çok iyi bir çıkış yakalayan Buemi ise dördüncü sıradaydı. Hamilton güvenlik aracı periyodunda pite girmeyerek tek pistop stratejisi uyguladığını göstermiş oldu. İngiliz biraz daha az hata yapsaydı bu yarıştan daha fazla puan alacaktı.
Yarşın genelinde pilotlar için en büyük sınkıntı lastikler ve frenlerin yeteri kadar ısınamamasıydı. Dolayısıyla frenajda güçlü olan pilotları öne çıkarken gördük, bu konuda en iddialı isim olan Hamilton ise 16. virajda attığı iki spinle bu avantajını iyi değerlendiremedi.

İkinci pitstoplar yaklaştığında Vettel, Button’la arasını iyice açmış, galibiyet için yeterli farkı yaratmıştı. Alman pilot 37. turda ikinci pitstopunu yapıp piste döndüğünde, Button’ın hemen arkasındaydı. Üstelik ilginç olan bir nokta vardı: Pitten az önce çıkan Red Bull, deposu boş olan Brawn GP’den daha hızlıydı. Button’ın birkaç tur içinde pite girmesi bekleniyordu, dolayısıyla Vettel’in herhangi bir atak yapması gerekli değildi. Ancak Alman pilot rakibinden yaklaşık 2 saniye daha hızlıydı ve bunu iyi kullanıp temiz bir atakla Button’ı geride bırakmasını bildi.
Button yerini kaybettikten sonra pite yöneldi ve Webber’in (3 tur önce ikinci pitstopunu yapmıştı) önünde yarışa döndü. Ancak aynı senaryo burada da geçerliydi, Button hızlı olamıyordu. Henüz ısınmamış lastikler ve yol tutuşun yeterli seviyede olmaması Webber için uygun ortamı hazırlamıştı.

Avustralya’lı tıpkı Hamilton’ın Raikkonen’i geçtiği gibi dışarıdan yaptığı atakla Button’ı geride bıraktı, ancak sadece bir viraj sonra frenajı kaçırmasıyla yerini tekrar kaybetti. Button ‘bu iş artık bitti’ gibi bir düşünceye kapılmaya başladığı anda Red Bull’u yanında gördü. Aynalarından hiç bir şey görünmüyordu, bu yüzden kapıyı açık bıraktığının ve rakibinin nerede olduğunun farkında değildi. Red Bull hızlıydı, yapacak bir şey yoktu.

İkinci pitstoplardan sonra rutin bir hal alan yarış, yedinci sırada yarışı sürdüren Adrian Sutil’in yarış dışı kalmasıyla tekrar hareketlendi. Bu olay Hamilton’ın işine yaradı ve İngiliz altıncılığa yükseldi. Ortalarda pek görünmeyen diğer McLaren pilotu Kovalainen ise Hamilton’ın attığı spin sonucunda takım arkadaşını geçmeyi başarmıştı.

Sutil’in yarış dışı kalması ikinci güvenlik aracı periyodunda Vettel’e arkadan çarpan ve kendi otomobilinin ön kanadını kıran genç Toro Rosso pilotu Buemi’nin sekizinci olarak 1 puan alması anlamına geliyordu. İsviçreli gerçekten başarılı bir pilotaj sergiledi ve yarış içinde Raikkonen’i geride bırakması gözlerden kaçmadı.
Yarış bu şekilde sona ererken Vettel, kariyerinin ikinci galibiyetini bu defa ana Red Bull takımında elde ediyordu. Bu aynı zamanda Red Bull’un ilk pol pozisyonu kazandığı haftaydı ve Vettel kendine yapılan yatırımında ne kadar akıllı olduğunu bir kere daha kanıtladı. Red Bull’un 2008 sezonunda toplan 28 puan aldığını düşündüğümüzde, bu haftasonu elde edilen 18 puanın takım için nasıl bir başarı olduğunu anlamak daha kolay olacaktır. Webber de hatasız ve akıllı bir pilotajla ikinci olarak Vettel’e koaly lokma olmadığını gösterdi.

Brawn GP, Çin’den istediğin alamamış olsa da elde edilen üçüncülük ve dördüncülük hiç de fena değil. Button’ın ilk iki yarışı kazandığını unutmamak gerek, bu sonuçla İngiliz pilot ilk üç yarışa kürsüden inmeyen tek isim oldu.

McLaren’lar ise sırasıyla Kovalainen ve Haömilton ile beş ve altıncı sırayı aldılar ve biraz olsun toparlanmış göründüler. Ferrari’nin kabusu devam ediyor; ilk üç yarış sonrası henüz puanla tanışamadılar ve Raikkonen’in Toyota, McLaren ve Toro Rosso’ya yarış içinde geçilmesi hiç de hayra alamet değil. Massa bir ara dördüncülüğe kadar çıkmış olsa da otomobilinin güç kaybı ve motorunun stop etmesi sonucunda yarışı bitiremedi. Kırmızı otomobillerin bu düşüşüne inanmak gerçekten zor.

Sezon yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Brawn GP, Toyota ve Red Bull en hızlı otomobillerken, McLaren toparlanan bir görüntü çiziyor. Ferrari’ninse bu sezon şampiyonluk kovalayacağını söylemek ise çok ama çok zor.

Vettel yükselen bir yıldız ve Button bunun farkında. Bahreyn’de aralarındaki fark bu kadar olmayacaktır. Kuru zeminde Brawn GP, difüzörünün yardımıyla daha iddialı olacağını düşünüyorum. Bakalım Renault motoru bir kez daha Mercedes’i geride bırakabilecek mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder