1 Şubat 2010 Pazartesi

F1 Japonya GP 2008

Alonso Fuji’de de kazanan isimdi
Hamilton yaptığı hata nedeniyle gerilere düşüp, Massa da sadece 2 puanla yetinmek zorunda kalırken, Alonso hatasız bir sürüşle galibiyete uzandı

Geçen sezonun son iki yarışındaki dramadan sonra Hamilton, Japonya öncesi ‘artık çok daha olgun bir pilotum, geçen sezon Formula 1’de yarışıyor olmanın yükünü kaldıramamıştım. Şampiyonluğu kazanmak için hazırım’ açıklamasını yaptı.

Bu bana göre ‘saçma hatalar yapmayacağım ve gereksiz risk almayacağım’ anlamına gelen bir düşünceydi. Yoksa ben mi yanlış anlamıştım?

İngiliz, pol pozisyonunu kazanıp, Massa’nın sadece beşinci sırada yarışa başlayacağını düşündüğümde Fuji’nin gerçekten Hamilton ve McLaren’in yarışı olacağı düşünceleri ağır basmaya başlamıştı. Üstelik Kovalainen’in üçüncü sıradan başlaması da McLaren’in planları için iyiye işaretti. Ancak yarışta iyiye giden hiçbir şey olmayacaktı.

Raikkonen’in ikinci sırada olması Ferrari’nin rakiplerinin planlarını bozzması için iyi bir fırsat olarak görünüyordu.

Beş kırmızı ışık söndüğünde Hamilton, belki de kariyerinin en berbat startlarından birine imza atarken Raikkonen ve Ferrari’si yanından kolayca geçiyordu. Ancak İngiliz pilot, düzlüğün sonuna yaklaşırken oldukça agresif bir manevrayla Raikkonen’in sağ tarafına açılmıştı. Bu o kadar öfke dolu bir hareketti ki takım arkadaşı Kovalainen bile bu manevradan kötü şekilde etkilenmişti. Hamilton viraja yaklaşıldığında bekledi, bekledi ve Ferrari dönme hareketine başlamadan hemen önce frenaja girdi. Lastikleri bloke olmuş, otomobili önden kaymaya başlamıştı. Raikkonen sağına baktı, Lewis’i ve dumanlar içindeki lastiklerini gördü. Gözlerine inanamadı, İngiliz geç frenaj kavramının limitlerini zorlamış, Ferrari pilotuna dönecek yer bırakmamıştı. Raikkonen apeksin dışına doğru savrulurken, Hamilton da kerblerin üzerine taşarak ilk virajı dönmeyi başardı. Ancak artık ilk sırada değildi, ikilinin çizgi dışına çıkmaları Kubica ve Alonso’nun yolunu açmıştı.

Hamilton momentum kaybettiği için yedinci sıraya kadar gerilemişti ve bir anda önünde diğer Ferrari pilotunu gördü; yani şampiyonluk mücadelesi verdiği Massa’yı... Bir turda iki Ferrari’yi atak yaparak geride bırakmak? Bu gerçekten fantastik olurdu. Peki yapılamaz mıydı? İmkânsız değildi, eğer imkânsız değilse Hamilton denemeye hazırdı. Massa hızlı değildi, onun rüzgâr tüneline girdi ve şikanın sağa dönen kısmına yaklaşırken rakibinin iç tarafına sokuldu. İngiliz istediğini elde etmiş Massa’yı da geride bırakmıştı. Ancak Brezilyalı şikanın sola dönen kısmında iç tarafta olduğundan dolayı rakibine cevap vermek istedi. Massa Ferrari’sini çimlerin üzerine çıkartarak Hamilton’ın içine daldı ve McLaren’ın sol arka lastiğine çarparak spin atmasına neden oldu.

Bu olay sonunda Hamilton son sıraya düştü, Massa ise yoluna devam ediyordu. İşte yine aynı şey... Şampiyonluğu belli edecek bir yarış ve Hamilton’dan gelen bir hata. İlk virajda Raikkonen’i geçmesi gerekiyor muydu? İkinci ya da üçüncü sırada kalsa ve sadece Massa’nın önünde yarışı bitirse olmaz mıydı? Evet doğru olan buydu ama Hamilton bir kez daha hırsının kurbanı olmuştu.

Üstelik McLaren’ı bekleyen başka süprizler de vardı: Raikkonen’e yaptığı atak pitten geçme cezasına neden olacaktı. Ancak Massa da kendisine çarptığı için aynı şekilde cezalandırıldı. Bu en azından Hamilton için bir teselliydi.

Liderliği ele giçren Kubica, Alonso ile arasını açmaya çalışsa da Renault günündeydi. İkisi de haftasonunun sert lastikleriyle yarışa başlamışlardı, üstelik Kubica’nın deposu rakibine göre bir turluk az benzin taşıyordu. Yani Alonso’nun hızı gerçekti, deposu boş ya da lastiklerini iyi kullanıyor değildi.
Kubica 17. turda ilk pitine yöneldi ve yine sert lastikleri takarak devam etti. Polonyalı toplam 35.4 saniye pitte kaldı.

Alonso pite yöneldiğindeyse Renault’nun akıllı bir taktikle şampiyon pilotlarına BMW’den daha az benzin koyduklarını gördük. Alonso bir kez daha nasıl şampiyon olduğunu kanıtlamış, oyunu pitte bitirmişti. İspanyol pitte sadece 33.9 saniye kaldı. Bu küçük fark Renault’nun önde çıkmasını sağladığı gibi hafif depoyla farkı açmasını sağlayacaktı.

Kubica ikinci pitlere kadar önündeki Renault’yu zorlamaya çalıştıysa da lastiklerinin ufalanma sorunu baş gösterdiği için teması giderek kaybetti.
Alonso’ya telsizden ‘Kubica senden 5 turluk fazla benzin taşıyor, zorlayabildiğin kadar zorla’ mesajı geldi. Alonso da öyle yaptı, ne de olsa biliyordu: Limitlerinde bir Alonso’yu yakalamak kolay değildi. İkinci pitlere gelindiğinde ikili arasındaki fark 13- 14 saniyeye kadar çıkmıştı.

Bu defa önce pite giren Renault’ydu. Ama artık Kubica’nın yapabileceği bir şey yoktu. Fark kapanamayacak kadar büyümüştü, üstelik önden kayma problemi baş göstermişti. Polonyalı rakibinden üç tur sonra pite girdi ve yumuşak lastikleri takarak yoluna devam etti. Yumuşak hamurla 21 tur atacaktı, hem de arkasında Raikkonen varken.

Alonso artık rahatlamıştı ama BMW için aynı şeyi söylemek doğru değildi. Yarışın bitimine 10 tur kala Raikkonen istediği tempoyu yakalayamayan Kubica’yı yakalamış, atak yapacak kadar yaklaşmıştı. Kırmızı otomobil daha hızlıydı ama Kubica’nın da Hamilton’nın puan alamadığı bir yarışta elde edilecek ikinciliğe çok ihtiyacı vardı.
İlk denemede Kubica ilk viraja gelinirken otomobilini sağa tarafa kaydırarak, iç kısma tutunma avantajını ele geçirdi. Bu iyi bir savunma taktiğiydi ve işe yaramıştı. Raikkonen dış taraftan zorlayacak kadar yol tutuş elde edemiyordu.
Sonraki tur aynı yerde Raikkonen yine zorladı, ama yine aynı cevap geldi. Başka bir şey yapması gerekiyordu. Kubica kolay lokma değildi. Üçüncü viraj bunun için elverişliydi, eğer iç tarafta kalabilirse yüksek hızda girilen bu virajda BMW’yi geçebilirdi. Viraja gelindiğinde iç tarafta kalamadı ama ayağını gazdan da çekmedi, Kubica için bu bir cesaret sınavıydı. O da ayağını çekmedi ve yaklaşık 275 km/s gibi bir hızda ikili, viraja neredeyse yan yana girdi. Ama kazanan BMW olmuştu, ideal çizgide tutunmayı başarmış, bir kez daha Ferrari’ye geçit vermemişti. Raikkonen mesajı almıştı: Geçmek için birçok şeyi göze alması gerkiyordu. Buna gerek yoktu.
Üstelik yarışın geri kalanında Finli pilotun lastiklerinde ufalanma sorunu baş gösterdi ve ayağını gazdan çekmek zorunda kaldı. Bu Kubica’nın altın değerinde 8 puan kazanması anlamına geliyordu.

Bu arada Massa’da puan alacak konuma gelmişti. İkinci pitte çıkarken Bourdais’nin kendisine çarpması ve spin atması çok önemli değildi, çünkü yarıştan sonra Toro Rosso pilotu de ceza alacaktı. Brezilyalı bu ceza sonucunda iki puanı hanesine yazdırdı. Kovalainen kürsüyle sonuçlanabilcek bir yarışı motor arızası nedeniyle bitiremedi ve böylece McLaren Japonya’dan puansız ayrıldı. Hamilton da sadece 12. olabilmişti.

Alonso elde ettiği galibiyetle Renault’nun ikinci, kendisinin 21 galibiyetine imza atarken, Fransız ekibi takımlar şampiyonasında da dördüncülük mücadelesi için önemli bir adım atmış oldu.

Massa ile Hamilton arasındaki puan farkı beşe indi ve iş artık bu haftasonu yapılacak Çin ve Brezilya GP’lerine kaldı. İngiliz pilot ne kadar olgunlaştım dese de fazla sabırsız ve hırçın bir sürüş sergiliyor. Daha sakin ve soğukkanlı olmayı başarabilirse şampiyon olacaktır, aksi halde geçen sezonun bir benzerini yaşayabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder