15 Kasım 2010 Pazartesi

Lewis'e mektup


Ekim ayında turkiyef1.com sitesinde yayınlanan köşe yazım, tabii o zamanki yarışa göre yazmıştım bunu, sezonun bitmesiyle ilgili değil:

28- 09- 2010
Sevgili Lewis,

Uzun zamandır sana yazmak istiyordum, bu haftasonundaki sonucu bekleyip durdum. Durdum ama bir Formula 1 izleyicisi olarak durumdan pek de hoşlanmadım. Neden olduğunu anlamışsındır; hani şu ‘kör noktandaki otomobil’ durumundan.


Sana söylemek istediğim şeyler var ama biraz eleştirel olacak o yüzden kusura bakma lütfen. Sürüş stilini gerçekten çok beğeniyorum, yani ‘ya hep ya hiç’ tarzındaki hamlelerin zaman zaman yüreğimi ağzıma getirse de çok ruhlu olduğunu söylemem gerek. Tutkulu, hiç pes etmeyen tarzın oldukça spekteküler, bana keyif veriyor. Ve biliyor musun neden hoşuma gidiyor sürüşün? Çünkü eminim ki ben de pilot olsaydım bu mantıkla otomobilimi kullanırdım.

Ancak bazen bunu aptalca bulduğum da olmuyor değil. Bu kaba tabirim için bana kızabilirsin belki ama samimiyetimize güvenerek yazıyorum bunları, umarım anlarsın.
Çin 2007 ve Kanada 2008’den sonra bu tarz ‘basit hataları’ geride bıraktığını düşünüyordum; hani şu içinde boğulduğun çakıl havuzu macerası ve şimdi buralarda olmayan Finli’ye kırmızı ışıkta arkadan çarpma olayından bahsediyorum. Bunların sonucunda 2007'de daha önce kimsenin başaramadığı bir şey olan ilk yılındaki şampiyonluğu kaçırmıştın hatırladın mı? Sanırım pek hatırlamıyorsun olanları, hatırlasaydın bu haftaki basit hatanı (evet senin hatan olduğunu düşünüyorum, ne zannetmiştin, Mark’ın ‘buyur geç’ diyeceğini mi?) yapmazdın diye düşünüyorum. Haksız mıyım?

Açıklamalarında ‘Red Bull kör noktamdaydı’ demişsin, evet orada olabilir ama nerede senin içgüdülerin? Bugüne kadar yaptığın her geçişin her noktasını görerek mi geçtin? Bunu hesaplayamaycak kadar yeteneksiz değilsin sen. Bunu hepimiz biliyoruz. Haydi neler olduğunu anlat bizlere, sorun nedir? Son dört yarışın üçünden puansız ayrıldın. Hepsinden en az 10 puan alsaydın şimdi şampiyonada liderdin.


Evet, biliyorum bu hesaplamalar canını sıkıyor senin. Evet, bir an önce sonuç almak istediğini de biliyorum ama bazen de sabırlı olmak gerekiyor. Bu biraz da sabır işi, bekle, en uygun anı kolla ve hamleni yap! Bunu ne zaman öğreneceğini merak ediyorum doğrusu. Bir şampiyonluk daha kaçırınca mı?

Sorun Nicole değil mi? Yarıştan sonra senden çocuk istediğini söyleyip durdu medyaya. Böyle bir şey senin aklını mı karıştırıyor yoksa? Mark’ı geçerken bunlar aklına gelmiş olamaz değil mi? Oh, hayır öyle olmadığını söyle bana lütfen...


Tamam bu konulara girmeyeceğim, o kadar özelin beni ilgilendirmez. Yapman gerekeni biliyorsun, daha önce de bir dünya şampiyonuna karşı yarıştın ve kazandın. Üstelik o saçma hatalardan sonra. Sadece işine konsantre ol, otomobilinden maksimum çıkart, zaten gerisi gelecek. Aceleye gerek yok, bak Button’a hiç acele ediyor mu? Evet spekteküler olmadığını biliyorum ama sezon sonunda seyircilerin gözüne güzel görünen sürüş stillerine puan vermiyorlar ne yazık ki. Sezonu onun önünde bitirmen gerek biliyorsun değil mi? Eğer bunu başarabilirsen ismin şampiyon avcısına bile çıkabilir: Düşünsene 4 sezonda iki dünya şampiyonunu alt etmiş biri olacaksın. Düşüncesi bile güzel değil mi?

Ne yazık ki işin artık daha zor çünkü hata yapacak lüksün kalmadı artık. Diğerleriyse senin hatalarından sonuna kadar yararlanıyor, bunu düzeltmek senin elinde. Sen bir dünya şampiyonusun ve artık böyle kullanman gerekiyor otomobilini, bir çaylak gibi değil. Bazen bana Sato’yu hatırlatmıyor değilsin. Evet! Ne yapayım, o da böyleydi, ‘ya hep ya hiç’ derdi ve her zaman hiç çıkardı. Sonunu gördün işte...
Şaka bir yana kolay bir işi zora sokmak diye buna derler herhalde ama sen zorlukları seviyorsun değil mi? Kolay bir şampiyonluk almadın, hatta belki de en zoruydu senin kazandığın (son viraj, ne yarıştı ama!)...

Evet anladım, sorun bu değil mi? İşlerin kolay olmasını sevmiyorsun... Schumacher böyle olmamalıydı, ikiniz birbirinizden nefret etmeli, yanyana bile gelememeliydiniz, sezon öncesi herkes bunu bekliyordu sizden. Neyse onu bir kenara bırak, artık ona seneye bakacaksın. Red Bull’lar bu kadar pol karşısında sezonu domine etmelilerdi ama o da olmadı. Ferrari mi? Alonso’nun o ilk yarıştan sonra şampiyonada alıp başını gideceğini düşünüyordu herkes...

Ama aslında göründüğü kadar kolay değil hiç bir şey. Çünkü şimdi eski rakiplerine karşısın, seninkinden daha hızlı görünen otomobillerle üstelik. Hem de hepsi senin zayıf noktalarını biliyor Lewis...

Hiçbirinin hata payı kalmadı artık. Böyle bir ortamda güçlenen, az hata yapan taraf yarışı kazanacak, dikkat edersen az hata yapan dedim, hızlı olan demedim. Çünkü kimsenin belirgin bir hız üstünlüğü yok.

Evet, o eski rakibin, eski takım arkadaşın, saklı kalmış bir rekabeti tekrar canlandırmış olabilir. Peki sence uyuyan bir devi mi uyandırdı yoksa öcünü mü almak istiyor? Bilemiyorum...

Sana bir dost tavsiyesi, sezon sonuna kadar mavi ve kırmızı renklerden mümkün olduğunca uzak dur pist üzerinde bence. Onlardan ne kadar uzaklaşırsan (yani aranı ne kadar açarsan) sonuca o kadar kolay uzanırsın... Bunu yapacak gücün var mı Lewis?

Umarım bana kızmadın. Evet, uzun zaman olmuştu sana yazmayalı biliyorum. Sezon sonunda şampiyon olursan sana tekrar yazacağım, görüşmek üzere.
Kendine iyi bak şimdilik...

Berk
P.S: Woking’deki o bilmem kaç milyon Pound’luk McLaren F1 LM hâlâ seni bekliyor değil mi? Kaç şampiyonluk alınca senin olacaktı? 3’dü galiba... Şanslı bir adamsın...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder