Pagani, Zonda modelinin yerine üreteceği otomobilini tanıttı
‘Aymara tarihinde (Güney Amerika’da yaşayan bir ırk) Huayra Tata, Rüzgâr Tanrısı olarak bilinir. Rüzgârı, fırtınayı kontrol eder ve bu şekilde dağları, tepeleri, vadileri yaratır. Huayra Tata’nın yüksek dağlarda ve vadilerde yaşadığı söylenir. Efsaneye göre gücünü sadece Doğa Ana Tanrıçası olan eşi Pachamama’yı etkilemek için kullanırmış. Gücüyle Huayra Tata, Titicaca gölünden suları kaldırır ve Pachamama’nın doğurganlığını artırmak için yağmur olarak üzerine yağdırırmış. Huayra Tata uyuduğunda göller ve nehirler durulur ama fırtına öncesi sessizlik hissedilirmiş...’
Bu sözler Pagani Huayra’nın basın kitini açtığınızda karşınıza çıkan ilk paragraftan alınma. Pagani, uzun süren sessizliğini büyük bir fırtınayla bozmaya hazırlanıyor ve 1999 yılından beri üretilen Zonda’nın yerini Huayra ile dolduruyor. Rüzgâr Tanrısı’nın adını seçmesi, otomobilin, adını Arjantin’deki bir rüzgârdan alan Zonda’dan daha üstün olduğunu kanıtlamak için yeterli ve oldukça mantıklı görünüyor.
Tasarım ve altyapı
Pagani’nin yaptığı açıklamalara göre otomobilin tasarımı 5 yıl sürmüş ve bu süre zarfında ikisi tam ölçekli olmak üzere tam 10 adet ölçekli model üretilmiş.
Pagani’nin nasıl bir otomobil üreteceğini merakla bekliyordum çünkü Zonda ile o kadar güzel bir form ve işçilik yakalamışlardı ki bunu devam ettirebileceklerinden şüpheliydim. Ancak Huayra’nın fotoğraflarını gördüğümde bile bunun bir Pagani modeli olduğunu hemen anladım. Çünkü Zonda’daki tasaraım detayları burada da devam ediyor. İki adet dik duran elips farlar, yaprak şeklindeki aynalar (ki bana göre en güzel tasarım detayı), öne doğru sivrilen burun ve belki de en önemlisi arka tarafta, ortada konumlandırılmış dört adet egzoz. Ancak Zonda’nın yukarı açılan kapı formu Huayra’da yerini martı kanadı şeklindeki kapılara bırakmış. Bu kullanışlılığı soru işareti yaratan bir tasarım olsa da otomobilin egzotikliğini artıran bir detay hiç kuşkusuz.
Aerodinami
Pagani otomobilin adını bile Rüzgâr Tanrısı’ndan esinlendiği için Huayra’nın aerodinamik bir yapıya sahip olmasını bekleyebilirsiniz ve bu beklentinizde hayal kırıklığına uğramayacaksınız çünkü Huayra gerçekten aerodinamik olarak çok gelişmiş bir otomobil.
Huayra’nın dört köşesine yerleştirilen 4 kontrol kanatçığı ön tarafın yüksekliğini ayarlıyor ve dinamik özelliklere etki ediyor. Bu kanatçıklar bir elektronik kontrol ünitesi aracılığıyla yapılıyor.
Ancak bildiğiniz gibi etkili bir aerodinamik yapı beraberinde yüksek sürüklenme etkisi getirir, tabii buna karşı bir önlem alınmazsa. Huayra’nın buna karşı bir önlemi var şöyle ki; frenleme esnasında arka kanatçık ayarları değişerek ve ön süspansiyon yükselerek sürüklenme etkisini minimuma indirmeyi ve ön- arka akslara arasındaki ağırlık dağılımını dengelemeyi amaçlıyor. Böylece her şartta optimum düzeyde rüzgâr direnç katsayısı elde ediliyor.
Otomobilin radyatörleri de aerodinamik olarak maksimum etkili olabilmesi için belirli bir açıyla yerleştirilmiş. Bunun dışında taban kısmında iki negatif etki alanı ve difüzör de aerodinamik etkiyi artıran diğer etkenler olarak göze çarpıyor.
Mercedes motoru
Pagani, ilk etapta Huayra’nın iki versiyonun satacak: Standart versiyon yukarıdaki özellikler sahipken, modifiyeli versiyonda 730 bg ve 1100 Nm üretiyor. Standart versiyonun 0-100 km/s hızlanması 3.3 sn, maksimum hızıysa 370 km/s civarında, diğer versiyonun performsn verileriyse henüz netlik kazanmadı.
Gittikçe sıkılaşan CO2 emisyon değerleri nedeniyle turbo kullanımının mantığını anlamak kolay. Daha önce bu şekilde aşırı beslemeye yer verilmiş olmasa da gerek düşük devirlerdeki torku, gerekse düşük egzoz salınımı nedeniyle Pagani böyle bir yola başvurmuş. Ancak turbo gecikmesini önlemek için motorun üst kapağı ve çeşitli parçalarında değşiklik yapılmış.
Motor, gücünü İngiliz’lerin meşhur vites kutusu üreticisi Xtrac’in Pagani için özel olarak ürettiği 7 ileri otomatikleştirilmiş manuel şanzımanla arka lastiklere aktarıyor. Çift kavramalı şanzıman üretim aşamasında kullanılması düşünülen bir alternatif olarak görülüyormuş ama toplam ağırlığı 70 kg arttırdığı için vazgeçmişler.
Otomobilin süspansiyon sistemiyse tek koltuklu yarış otomobillerinde kullanılan ‘push rod’ sistemi ve Öhlins amortisörler içeriyor.
Yorum
Huayra, markanın tamamen farklı olarak ürettiği ikinci modeli olduğu için gerek tasarım gerekse mühendislik açısından oldukça önemliydi ve öyle görülüyor ki Pagani, henüz ikinci modelinde bile bu konularda bir marka kimliği oluşturmayı başarmış.
Turbo beslemenin kullanılması olumlu. Şu açıdan; hacim aynı olsa da turbolar ileriki zamanlarda düşünülen daha küçük hacimli V8 motorlu modellerde de yer alıp markanın geleceğinin şekillenmesine yardımcı olacaktır. Aynı şekilde daha fazla tüketiciye kavuşması için de küçük motor ve turbo besleme şart.
Hem egzotik hem hızlı hem de ileri teknolojiye sahip... İşte artık Pagani’den beklemeniz gereken özellikler bunlar.
Peki Rüzgâr Tanrısı’nın rakipleri kimler olacak? Bu yıl içerinde satışa sunulması beklenen McLaren MP4-12 C ilk akla gelen isim ve o da Huayra gibi çift turbo ve tamamen yeni bri karbonfiber üretim teknolojisi kullanıyor. McLaren boyutlar, güç ve fiyat açısından kendine daha çok Ferrari 458’i rakip olarak alsa da benzer teknolojileri nedeniyle bu iki otomobil mutlaka karşı karşıya gelecektir. McLaren dışında Aston Martin One- 77 gibi ultra egzotik otomobiller de Huayra’nın başlıca rakipleri arasında. Tabii yeni çıkacak V12 motorlu Lamborghini’yi de unutmamak gerek.
Rüzgâr Tanrısı’nın işi kolay olmayacak. Umarız 21. yüzyılın trendleri ve şartlarına iyi bir şekilde uyum sağlar ve diğer rakiplerinin yaratacağı fırtınaları kontrol altına almakta zorlanmaz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder